Hürriyet

Bumerang - Yazarkafe

29 Mayıs 2009 Cuma

ÖLMEK

demiştim ki;
''tek dileğim
merhametli bir
mezar bekçisine düşmek.''

sularsa
üstümde açar;
ne gözüm arkada kalır,
ne de öksüz,
penceremin
önünde ki
çiçek.

bugün
şöyle bir
başımı kaldırdım,

ne bekçi kalmış,
ne çiçek...

işte böyle birşey
ölmek.

29.05.2009 - 20:00

27 Mayıs 2009 Çarşamba

SABAH KAHVESİNİ YUDUMLUYORDU KALBİMİN VERANDASINDA

...en iyi arkadaşım, dedem'e...

bir sabah
uyandığımda,

yalnızlığım
eşyalarımı toparlamamı
bekliyordu,
gittiğin
yere kurulup
sabah kahvesini
yudumlayarak
kalbimin verandasında.

birkaç eşyam
ve
giderken
cebinden düşürdüğün
mendilinden başka
hiçbir şeyi
koymamı
beklemeden
bavuluma,

aldı beni.

yaka paça.

terliklerimle
çıktım yola.

üzülme,
yanına da
yalın ayak geleceğim
nasıl olsa.

BAKTIĞIN HERŞEYİN ARKASINA DÜŞÜYOR GÖLGESİ












...T. emre eke' ye...

geçtiğin yerlerinde
hayatın yelesi
yüzünle savruluyor.

acı hep vardı.
yüzün,
bazen.

yaralamıyor
desen yalan olur,
alışıyor insan desen
çok güzel bir masal.
şimdi,
kendi yolculuğuna
gönderiyorsun
kendini.

ses etmeden annene,
sabah bırakarak
alnına
dudak izini.

yanına
çok sevdiği çiçeğinin
dibinden
bir avuç toprak alıyorsun
gömmek için kalbini.

şehirde
bedenin
sapasağlam bulunuyor;
uzak,
yolları karla kaplı,
inadına çiçekli
bir köy yolunun
kenarından topluyorlar
içini.

yolda,
bir kere ısırmışsın ekmeğini.

yolda,

geçerken
baktığın her şeyin
arkasına düşmüş gölgesi.