sana çare olmadığımı
zamanla
öğrendin.
içine girdiğinde
alıştığın
o küçük hayatı
dışarıdan baktığında
hep küçümsedin.
sen aslında
o büyüttüğün hayatında
birtürlü
sevgiye dönmeyen
bir dildin.
fotoğraflarımda,
masumuyetimin
hüzünle karışarak
yüzüme çökmesinden
tam sıkıldığım o anda
yüzüme oturan
öfkeydin.
anahtarlarımı
boynuna astıkça
kilitlendin.
bundan sonra
bir adım daha
ötesine geçemem
aramıza çektiğin
o ipin.
duvar örmekten
daha iyidir deme,
sen anlayamazsın
nasıl bir his olduğunu;
sana gelirken
bir duvarı aşamadan değil de
bir adım da geçemeden ipi,
ölmenin;
bir parçasından,
ve yüzlerce kastan
bu denli güçlü
yarattığı halde Tanrı'nın,
nasıl bir şey olduğunu
acına yenilmenin.
içimde acıklı bir
keman sesi,
sesi nasıl olabilir ki;
aynı benim gibi güçlü ve
acıyla ölmüş bir atın
kuyruğundan telleri.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder