Hürriyet

Bumerang - Yazarkafe

28 Kasım 2008 Cuma

MED-CEZİR

Söylemek istenilen çok şey var aslında..Ama hep susar insanlar.Bazen bir bakış yeter ama dillendiremezsin,donar kalırsın öylece.Geceler bitmez,günler geçmez yollardan yürürsün.Ne mutluluk diyebilirsin,ne de sürünmek...İkisinin ortasıdır bu,elmanın en tatlı yeri gibi. Bazı insanlar senin için çok farklıdır.İki dudağının arasında ki tat gibidir,alına kondurulan küçük öpücüktür,geceleri anlık düşündüğündür,telefonunu bir kez çalmasıdır,küçük bir kız çocuğudur, çocuğun gibi sarılır ama kadının gibi öper.Birbirinizde yorulursunuz ama soluklanmak için yine birbirinize gidersiniz.Sevmek mi yoksa değil mi,acı mı yoksa güzel birşey mi; karar veremezsin.Karda açan çiçekleri düşün.Soğuk ama kararlı,dilenmiyen,boyun eğmeyen,zorluğun içinde ama bir o kadar kararlı.

Denizleri aşarsın bazen kendi içinde ama karşındakine taşamazsın.Gelir şuranda tıkanır kalır kelimeler,hiçbirşey söyleyemezsin.Nedeniyse nedensiz,bir o kadar ucuz.Amaaan dersin,çantanı vurup sırtına gitmek istersin adresini bilmediğin yerlere. Ne olacak ki canım, tanırız elbet birilerini,yolunu yordamını buluruz dersin.Sonra arkanda bıraktığın gelir aklına,hiçbiryere gidemezsin.Başkaları girer çıkar hayatına, anlık sevişmeler,sarılmalar,uyumalar,sabah uyanmalar gelir aklına.Unuttum dersin geçmişi,unutmuşsun gibi gelir sana.Ama ölüm kadar ani çıkar karşına birden bire ve anlarsın dersin ki; nasıl özlemişim meğerse,ellerini,yüzünü.O yokken çok fazla şimdi ne yapıyor acaba demediğin insanı yanında istersin.Bir kere görüp sarılayım isterse sonra gitsin ve geri dönmesin dersin.
Hayat ne kadar garip,denizde ki teknemisin yoksa kıyıda ki liman mısın karar veremezsin.Bir an dersin ki;evet,kararlıyım bu sefer tutacağım ellerinden ve birdaha bırakmayacağım! Yüzünü gördüğün anda ne tutabilirsin,ne de bırakabilir...Ne gidersin,ne de kalır..O'nsuz,kırılgan cam bir kalp,O'nunla ise buzdan bir taş olursun.

Bezmiş,sıkılmış ve bunalmışsın.Denizde bir o tarafa bir bu tarafa sallanan rotasını bilmeyen ve sığınacak,soluklanacak yakın bir liman arayan bir tekne gibisin...

Herkes ve herşey aynı...İnsanların ağzından çıkan kelimeler,kurdukları cümleler bile aynı değil mi? Can acıntısının aslında bir kesikten daha farklı olduğunu zamanla anlıyorsun.Bir kesiğin değil,canını daha farklı şeylerin acıttığını anlıyorsun yani...Hayat kum saatlerinden,gothik hikayelerden,kalp çarpıntılarından,soluksuz kalan soluklardan oluşuyor kimi zaman.Okuduğun kitaplarda o gitmek istediğin ve hiç bilmediğin yerin adresini ararsın,ve bakarsın ki hiçbir sayfasında yazmıyor aslında...
Çilekli bir doğumgünü pastasının içinden çıkacak oyuncak kadar bile sevindiremez hayat seni bazen.
Bir mektup pulu gibi yapışıp kalırsın kuramadığın cümlelerdeki tümleçlerin zarfına...

2004-Mayıs

Hiç yorum yok: